Ders Tanıtımı
Çatışma, savaş, barış, güvenlik ve güvensizlik kavramları Uluslararası İlişkiler ve Güvenlik Çalışmaları’nın üzerinde en çok düşünülen, fikir üretilen ve anlaşmazlığa düşülen konuları arasındadır. Sıklıkla dikotomiler halinde birbirlerine rakip olarak ele alınan bu kavramlar, kimi zaman güç ekseninde birleşirken, kimi durumlarda biyosferin ya da küresel ekonomik düzenin güvenliği gibi olgulara yakınlaşarak savaş ve çatışmanın güçle özdeşleşen formülünden uzaklaşırlar. Kimileri “barışın doğal sonucu güvenliktir” vurgusu yapar ve barış savaşın yokluğudur derken, kimileri de bu organik bağı reddederek, barışın savaştan bağımsız olarak düşünülmesi gerektiği iddia ederler. Kavramların iç içe geçmişliğine ve/veya yoğun karşıtlıklarına yakından bakınca, farklı kavramsallaştırmaların bilinçli olarak tercih edildikleri görülür. Örneğin, ölüm ve acı çekmeyle belirginleşen şiddet ve savaşa karşı insanların tutumları, tarih boyunca farklı kültürlerde savaşın neden olduğu acılardan duyulan dehşetle, sağladığı kahramanlık ve hatta ‘soylu ölüm’ fırsatları ve bunlardan kaynaklanan ihtişama duyulan hayranlık arasında gidip gelen bir çeşitlilik göstermiştir. Yine de çok az kelime insan ilişkilerinde ‘barış’ kadar sık kullanılmış ve suistimal edilmiştir. Benzer şekilde ‘güvenlik’ kavramı da kimi hallerde insanların korkusuzca yaşayabilmelerini içeren pozitif bir çağrışım, kimi zaman da otorite sahiplerinin güvenlik çağrısıyla olağanüstü önlemleri almayı meşrulaştırmaya çalıştığı halleri yansıtan negatif bir algıdır. Savaş, barış ve güven(siz)lik üçlemesine dair farklı zihinsel algılamalar, bu kavramların tarih boyunca insanlığın gözde uğraşları olmalarından, tarih boyunca bu konularda düşünenlerin artık klasikleşmiş eserlerinden ve 20. yüzyıl başından bu yana Uluslararası İlişkiler disiplini çatısı altında üretilen sayısız akademik çalışmadan kaynaklanır. Bu çerçevede bu giriş dersinde geniş, tarihsel ve disiplinlerarası bir bakış açısıyla güvenlik, güvensizlik, çatışma, savaş ve barış gibi kavramlar üzerinde durarak, bunlar üzerinden Uluslararası İlişkiler disiplininde güvenlik çalışmalarının genel çerçevesine bakacağız.
Ders Tanıtımı
Her ne kadar literatürde üzerinde anlaşmaya varılmış bir ‘büyük strateji’ tanımı yoksa da, kavramı analiz edenler genellikle devletlerin, siyasi, ekonomik, askeri, psikolojik ve moral tüm ulusal kaynakları ile sahip oldukları araçları kullanarak ulusal çıkarlarına ulaşmak için uzun vadeli planlar, programlar ve politikalar geliştirme çabalarına işaret etmektedirler. Türkiye özeline baktığımızda ise, her ne kadar doğrudan bir büyük strateji geliştirme çabasına atıf yapılmasa da, bu derste ülkenin nasıl bir büyük strateji geliştirme pratiğine sahip olduğu anlatılacak ve öncü çalışmalardan örnekler verilecektir. Bu deneyimlerden hareketle Türkiye’nin büyük stratejisinin parçalarını oluşturan ilkeler ele alınacak, gelecekte büyük strateji oluşturma çabalarında kullanılabilecek prensipler ile bu yöndeki sınırlıklara işaret edilecektir. Son olarak, tespit edilen temellerden hareketle, Türkiye için geliştirilebilecek büyük strateji alternatifleri üzerinde de durulacaktır.