Özel mülkiyetin, ailenin ve hane ekonomisinin yerleştiği Çatalhöyük özgün örneği üzerinden, günümüz devletli toplumlarını çağrıştıran hiçbir kamu otoritesinin olmadığı koşullarda eşitlikçi düzenin bin 500 yıl boyunca nasıl sürdürülebildiği ele alınacaktır. Üretim biçiminden coğrafi konumuna, mimari yapısından evsel sanatına kadar gösterdiği özellikler kadar 8 bine ulaşan bir nüfusa da sahip olduğu için ilksel “köy-kent” olarak nitelenecek Çatalhöyük’ün örgütlenme biçiminin günümüz tartışmalarına ışık tutan boyutları da tartışılacaktır.