Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO), geleneksel olarak birincil misyonu olan kolektif savunma ve güvenliğin korunması ile akıllara gelmektedir. Fakat NATO’nun kendisine biçtiği misyon ve uluslararası güvenlik alanındaki çalışmaları küresel sorunların dinamik yapısını yansıtacak şekilde yıllar içinde değişmiştir. NATO’nun genişleyen gündeminin giderek önem kazanan bir yönü de sağlık güvenliği alanındaki faaliyetleridir. NATO’nun sağlık güvenliğini görev alanına dahil etmesi, kritik bir gelişmedir.
Tarihsel olarak NATO’nun misyonu karşılıklı savunmaya ve üye ülkeleri dış tehditlerden korumak için askeri yetenekleri geliştirme ve sürdürmeye odaklanmıştır. Fakat son yıllarda NATO’nun gündemi sağlık güvenliğiyle ilgili olanlar da dahil olmak üzere yeni güvenlik sorunlarını kapsayacak şekilde genişlemiştir. Sağlık güvenliği alanındaki bu genişletilmiş rol üç temel faktöre dayanmaktadır: Sivil-Asker İş birliği; Biyolojik Tehdidin Azaltılması Programı; Güvenlik ve Sağlık Ekseni.
İlk olarak, NATO uzun zamandır Sivil-Asker İş birliği faaliyetlerinde bulunmakta, insani yardım ve sağlıkla ilgili acil durumlarda askeri kuvvetlerle sivil kuruluşlar arasında iş birliğini kolaylaştıracak çabaları hayata geçirmektedir. Bu iş birliği salgın hastalıklar veya diğer sağlık krizleri sırasında lojistik destek, ulaşım ve sahra hastaneleri sağlanmasında etkili olmaktadır. NATO’nun köklü Sivil-Asker İş Birliği Mükemmeliyet Merkezi (CIMIC) çerçevesi onu sağlık güvenliği konusunda hayati bir rol oynayacak konuma getirmektedir.
İkinci olarak, NATO’nun Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik ve Nükleer (CBRN) Savunma Politikası, tehlikeli patojenlerin yayılmasını önlemeye ve üye ülkelerde biyogüvenlik önlemlerini geliştirmeye odaklanmaktadır. Bu anlamda NATO, biyolojik tehlike arz eden maddelerin güvenliğini sağlayarak ve sağlık altyapısını geliştirerek küresel sağlık güvenliğine önemli katkıda bulunmaktadır.
Son olarak, COVID-19 salgını, güvenlik ve sağlığın birbiriyle bağlantılı olduğunu bir kere daha göstermiştir. Sağlık krizleri toplumları istikrarsızlaştırabilir, ekonomileri etkileyebilir ve güvenliği zayıflatabilir. NATO’nun bu bağlantının farkına varması, sağlık güvenliğinin daha geniş kapsamlı güvenlik değerlendirmelerinde kritik bir unsur olarak ele alınmasına yönelik proaktif bir yaklaşıma yol açmıştır. Bu çerçevede NATO sağlıkla ilgili acil durumlarda hızlı ve eşgüdümlü müdahale sağlayacak altyapı ve kaynaklara sahiptir. Tıbbi personel, nakliye ve lojistik destek sağlama yeteneği bir sağlık krizinin ilk aşamalarında çok önemlidir. Salgın hastalıklar da dahil olmak üzere sağlık tehditleri ulusal sınırlara saygı göstermez. Bu anlamda NATO’nun uluslararası iş birliği mekanizmaları üye devletler ve ortak ülkeler arasında koordinasyonu kolaylaştırarak küresel sağlık sorunlarına karşı toplu tepkiyi güçlendirmektedir. COVID-19 salgını NATO’nun hızlı müdahale imkanlarını ortaya çıkartmıştır. Örgüt tıbbi malzemelerin naklini kolaylaştırarak, tıbbi personelin konuşlandırılmasını koordine ederek ve etkilenen bölgelerde sahra hastaneleri kurarak üye ülkelere kritik yardım sağlamıştır. NATO’nun kaynakları sınırlar ötesinde koordine etme yeteneği pandeminin ilk aşamalarında çok değerli olmuştur.
NATO’nun savunma ve güvenlik alanındaki deneyimi çeşitli tehditlere karşı hazırlıklı olmayı da içermektedir. Örgütün sağlık güvenliği alanındaki faaliyetleri biyolojik tehditlere karşı hazırlıklı olma konusuna bir katman daha eklemektedir ki, bu da tehditlerin etkilerinin azaltılmasında hayati önem taşımaktadır. NATO, Birleşmiş Milletler ve Dünya Sağlık Örgütü gibi diğer uluslararası örgütlerle de iş birliği yaparak, uluslararası sağlık güvenliği politikaları geliştirmek için onların yeteneklerinden faydalanmaktadır.
NATO’nun Askeri Tıbbi Hizmetler Başkanları Komitesi (COMEDS), devletlerin sağlık krizleri de dahil olmak üzere ulusal acil durumlarda NATO’dan yardım talep etmelerine olanak tanımaktadır. Örneğin, COVID-19 pandemisi sırasında NATO tıbbi malzeme ve teçhizatın teslimini ve hastaların ülkeler arasında naklini bu şekilde kolaylaştırmıştır. NATO, pandemiye hazırlık ve müdahaleyi geliştirmek için Avrupa Hastalık Önleme ve Kontrol Merkezi (ECDC) ile de iş birliği yapmaktadır. Bu ortaklık NATO’nun lojistik ve ulaştırma alanındaki yeteneklerinden yararlanarak sağlıkla ilgili acil durumlarda ECDC’nin tıbbi malzeme ve teçhizatı zamanında dağıtımını desteklemektedir.
NATO’nun artık sağlık güvenliğini de içeren gelişen gündemi, günümüz güvenlik sorunlarının ele alınmasında kritik bir gelişmedir. Örgütün yerleşik altyapısı, hızlı müdahale yetenekleri, sınır ötesi koordinasyonu ve biyogüvenliğe katkıları, onu küresel ölçekte sağlık güvenliği konusunda vazgeçilmez bir aktör haline getirmektedir. Dünya, süregelen sağlık krizleri ve yeni ortaya çıkan tehditlerle boğuşurken, NATO’nun sağlık güvenliğini ele alma konusundaki kararlılığı, küresel toplum sağlığını ve güvenliğini korumak için kapsamlı ve iş birliğine dayalı bir yaklaşımın önemini ortaya koymaktadır.
Kaynakça
Civil-Military Cooperation Centre of Excellence, https://www.cimic-coe.org/.
“Military medical support”, NATO, 2 Haziran 2022, https://www.nato.int/cps/en/natohq/topics_49168.htm.
“NATO’s Chemical, Biological, Radiological and Nuclear (CBRN) Defence Policy”, NATO, 14 Haziran 2022, https://www.nato.int/cps/en/natohq/official_texts_197768.htm.
“What is NATO’s role in the fight against COVID-19?”, NATO, 11 Mayıs 2021, https://www.nato.int/cps/en/natohq/news_183632.htm.
Ek Okumalar
Gursky, E. A., “Pivotal Steps to Building Global Health Security”, Strengthening National Public Health Preparedness and Response to Chemical, Biological and Radiological Agent Threats, C. E. Cummings ve E. Stikova (der.), Amsterdam, IOS Press, 2007, ss. 17-24.
Tartışma Soruları
NATO’nun genişleyen gündemine sağlık güvenliği nasıl girmiştir?
Sağlık güvenliğinin sağlanmasında NATO’nun rolü nedir?
NATO, hangi araçları ve yetenekleri ile sağlık güvenliğinin sağlanmasına katkı sağlamaktadır?