Uluslararası sistemde istikrar ve barışın sağlanmasındaki en önemli konulardan biri de çatışmaların çözüme kavuşturulmasıdır. Zira, çatışmaların kalıcı şekilde çözüme kavuşturulması barışın inşası ve korunması için de önemlidir. Çatışma çözümü kavramı, sadece çatışmaya devam eden veya çatışmış tarafların arasında barışın tesis edilmesini değil, aynı zamanda anlaşmazlıkların çatışmaya dönüşmeden çözülmesini de kapsamaktadır. Bu bakımdan, genel olarak aralarında ihtilaflı sosyo-kültürel, ekonomik ve politik konular bulunan tarafların endişelerini giderecek çözümler üretmeye ve kalıcı barış ilişkilerinin kurulmasını sağlamaya çalıştığı söylenebilir. Çatışma çözümü, anlaşmazlıkların şiddet içeren çatışmaya dönüşmeden uzlaşmayla çözülmesi veya şiddet kullanılmaya başlanmışsa, bunun kontrol altına alınıp, anlaşmazlığı barışçıl yollarla sonlandırılması olarak tanımlanabilir.
Barış ile ilgili diğer modüllerde de belirtildiği üzere, Soğuk Savaş sonrası dönemde barış ile ilgili araştırma ve çalışmaların sayısı artmıştır. Çatışma çözümü örneklerini birçok eski metinde görmek mümkünse de kurumsal olarak kavramın ortaya çıkışı Soğuk Savaş döneminde olmuştur; gelişimi ise büyük ölçüde Soğuk Savaş’ın bitişiyle beraber pratikteki uygulamalarının artışıyla gelmiştir.
Buna göre, öncelikle çatışmaya sebep olan çıkarların uzlaştırılması önem taşımaktadır. Fakat, uzlaşmanın sağlanması çatışma çözümü için gerekli olmakla birlikte, yeterli değildir. Uzlaşma neticesinde siyasal, ekonomik ve sosyo-kültürel konuların tekrar bir çatışmaya sebep olmaması için dönüştürülmesi veya değiştirilmesi de öngörülmektedir. Bu değişimin ortaya çıkaracağı yeni durum ve kurumlarla barışın kalıcı olması amaçlanmaktadır.
Soğuk Savaş’ın bitişiyle güvenlik tehditlerinin değişmesi, nükleer savaş tehdidinin büyük ölçüde ortada kalkması ve çatışmaların daha çok etnik ve/veya iç savaş şeklinde olması alanda önemli değişim ve gelişmelerin yaşanmasına neden olmuştur. Her ne kadar bu değişim çatışma çözümü kavramının gelişimi için olanaklar sağlasa da çatışmaların nitelikleri sebebiyle zorlayıcı da olmuştur.
“Çatışma Çözümü” – Güvenlik Yazıları / Cihan Dizdaroğlu
Çatışma, en az iki tarafın fikir, hedef veya çıkar ayrılıkları yaşaması ve isteklerinin farklı olması olarak nitelendirilebilir. Bu bakımdan çatışmanın farklı dinamikleri olduğunu söylemek mümkündür. Tarafların çatışma çözümü için ve çatışma süresince kullandıkları yöntemleri tanımlayan davranış kavramı; tarafların birbirlerine dair algıları ve sosyal olgulara verdikleri tepkileri tanımlayan tutum kavramı; çatışmanın hangi koşullarda ortaya çıktığı, tarafların etkileniş biçimi ve çatışmanın sonucunu tanımlayan çatışma bağlamı kavramları çatışmanın dinamikleri olarak tanımlanabilir. Bunlar aşağıdaki şekilde gösterildiği gibi sürekli olarak birbirlerini etkilerler.
*Bu görsel Cihan Dizdaroğlu, “Çatışma Çözümü”, Güvenlik Yazıları Serisi, No. 19, Ekim 2019’den alınmıştır.
Çatışma çözümü, odaklandığı konular ve çözüm önerileri nedeniyle Barış Çalışmaları’nın bir alt alanı olarak da görülebilir. Bu çerçevede, Çatışma Çözümünün Barış Çalışmaları ile benzer soruları sorduğunu söylemek mümkündür (bkz. Barış Çalışmaları dersi). Bu soruları şöyle sıralamak mümkündür: Çatışmaların altında yatan temel sebepler nelerdir? Çatışmaya sebep olan silahlanma nasıl önlenir? Kalıcı barışı tesis etmek için gerekli kurumsal ve toplumsal konular nelerdir?
Bu sorulardan da tahmin edilebileceği üzere, Çatışma Çözümü, tıpkı Barış Çalışmaları gibi, disiplinlerarası bir bakış açısı ve çalışma yöntemiyle barışı tesis etmeyi amaçlar. Analizlerine katmış olduğu toplum ve devletler arası işbirliği gibi konulardan da görüleceği üzere, Uluslararası İlişkiler ana kuramlarının dışında bir bakış açışı geliştirmiştir. Özellikle yumuşama (detente) dönemi ile birlikte değişen uluslararası ilişkilerin çehresi bu çalışmalarda kendini göstermiştir. Yumuşama dönemi krizleri Çatışma Çözümü alanının kuramsal ve pratikte gelişmesine katkıda bulunmuştur. Çatışma alanlarındaki sorunlar üzerine oluşturulan arabuluculuk kurumları, müzakereler ve çalıştaylar bu duruma örnek gösterilebilir ya da Birleşmiş Milletler’in Kıbrıs’taki farklı faaliyetleri bunun somut örnekleridir. Benzer şekilde yumuşama öncesi ve sonrasında üniversitelerde açılan çatışma çözümü alanında çalışan enstitüler, merkezler ve eğitim programları da bu görüşü desteklemektedir.
Bu noktada Çatışma Çözümü yaklaşımlarının karşıt taraflar arasında ortaya çıkan uyuşmazlıkların çatışmaya dönüşeceğini verili kabul ettiğini belirtmek gerekir. Yukarıda da açıklandığı üzere, Çatışma Çözümü temel olarak çeşitli yollarla uyuşmazlığın çatışmaya evrilmesinin önlenebileceğini ve/veya yaşanmakta olan çatışmaları çözülebileceğini ileri sürmektedir. Bu bakımdan çatışma çözümlerinin genel olarak “zorlayıcı” ve “zorlayıcı olmayan” şeklinde ikiye ayrılabilecek farklı yöntemleri olduğunu söylemek mümkündür.
Zorlayıcı olmayan (non coersive) yöntemler, büyük ölçüde çatışan veya çatışma ihtimali olan taraflar üzerinde farklı alanları içerecek şekilde baskı kurulması olarak nitelendirilebilir. Bu yöntem daha çok müzakereler ve diplomasi yoluyla uygulanır. Zorlayıcı (coersive) yöntemde ise müzakereler ve diplomasinin yanı sıra cezalandırıcı ekonomik ve askeri baskı unsurları da uygulanır ve kapsamlı bir baskı ile sonuç alınmaya çalışılır. Bu yöntemlerin şekli ve istenen sonuçları alıp alamadığı ile ilgili olarak akademik yazında çok sayıda çalışma bulunmaktadır. Yöntemlerin başarısı konusunda fikir ayrılıkları ve tartışmalar olmasına rağmen, başarılı çatışma çözümünün, bütün tarafların görüşleri ve çıkarları dikkate alınarak barışı kalıcı şekilde tesis eden tüm yöntemleri kullanılabilir kabul ettiği belirtilmelidir.
Zorlayıcı Diplomasi Nedir? – Kavram Avcıları / Prof. Dr. Ahmet Kasım Han
Zorlayıcı Diplomasinin Yöntemleri – Kavram Avcıları / Prof. Dr. Ahmet Kasım Han
Günümüzün artan iletişim hızı ve imkanları çatışma çözümü konusunda daha kapsamlı bilgi edinmeyi kolaylaştırmaktadır. Bu bilgi edinimi sayesinde çatışma çözümünün nasıl yürütüldüğü, uygulandığı veya sonlandırıldığı hakkında daha sonuçlara ve çalışmalara erişmek mümkün olmaktadır. Bunun yanı sıra, iletişim imkanları çatışma çözümü için gerekli olan dinamikleri anlamayı da kolaylaştırmaktadır. Aynı zamanda çatışmalara müdahale edilmesi ve olası kayıpların da bir an önce önüne geçilmesine de imkân sağlamaktadır.
Ek Okumalar
Bercovitch, J. ve Jackson R. (2009). Conflict Resolution in the Twenty-first Century: Principles, Methods and Approaches. Ann Arbor: The University of Michigan Press.
Beriker, N. (2009). Çatışmadan Uzlaşmaya: Kuramlar, Süreçler ve Uygulama. İstanbul: Bilgi Üniversitesi Yayınları.
Dizdaroğlu, C, “Çatışma Çözümü”, Güvenlik Yazıları Serisi, No.19, Ekim 2019
Miller, C.E. (2005). A Glossary of Terms and Concepts in Peace and Conflict Studies. Addis Ababa: University for Peace.
Özerdem, F. (2019). Çatışma ve Barış Üzerine Temel Kavramlar. İstanbul: Kriter Yayınları.
Tartışma Soruları
Çatışma Çözümü nedir?
Çatışma çözümündeki yöntemleri sıralayınız ve açıklayınız?
Çatışma çözümünün uluslararası sistem için önemini açıklayınız?
Çatışma çözümündeki dinamikleri kavramlarıyla beraber açıklayınız?