Çalıştay Tanıtımı
Bilgi ve güç arasındaki ilişki Bacon tarafından yüzyıllarca önce tanımlanmış ve Foucault tarafından da tekrar altı çizilmiştir. Bilgiye sahip olma Uluslararası İlişkilerde karar verme önceliği, doğru karar verme ve sahayı doğru okumak önemli avantajlardan birisi olarak tanımlanmıştır. Bilgi ve İletişim Teknolojilerinin (BİT) hızlı yükselişi bu alanı daha da genişletmiştir. Sadece bilgi sahibi olmakla yetinmeyen devletler, bundan öte rakiplerini yanıltmak amacıyla bilginin manipüle edilmesi ve gerçekliğin değiştirilmesi yaklaşımlarını takip etmiştir ve etmektedir. 1991 sonrasında İnternet’in sivilleşmesiyle birlikte günden güne artan kullanımı Dünya’da dijitalleşme devrimini beraberinde getirdi. 1990’larda ulaşılması zor olan İnternet erişimi ve bilişim teknolojileri 2000’li yılların başında teknolojinin ilerlemesiyle birlikte hızlıca ucuzladı. Akıllı telefonların hayatımıza girmesiyle yeni bir evreye daha girdik. Sadece evlerden ya da işyerlerinden ulaşılabilen ve girebilmek için belirli bir teknolojik birikim gereken İnternet zamansal bir eğri ile büyük kitleler için daha az emekle erişilebilir oldu. Akıllı telefonlarla birlikte sosyal medya yazılımlarının artışı da yeni bir bilgi patlaması getirdi. Uluslararası Telekomünikasyon Birliği (ITU) tahminlerine göre 2019 sonunda dünya nüfusunun %53.6’sı 4.1 milyar insan İnternet kullanmaktadır. 5G teknolojinin getireceği hız ve Nesnelerin İnterneti (Internet of Things- IOT) cihazlarının bağlanmasıyla birlikte 2023’te 5.3 milyar insanın İnternet’e erişimi olacağı tahmin edilmektedir. Günümüzde kişi başına 2.4 cihazla bu erişimin sağlandığı düşünüldüğünde bilgi ve İnternet ilişkisini anlamak daha da kolaylaşacaktır. Bu hiperbağlanmışlık halinin BİT kullanıcılarının algılarının İnternet’ten gelen bilgilere ne denli açık olduğunu anlamak zor olmayacaktır.
Siber güvenlik kavramı İnternet’in sivilleşmesi, yaygınlaşması ve gündelik veri iletişiminin hızlıca dijitalleşmesi neticesinde ortaya çıkmış bir kavramdır. 1991’de İnternet’in sivil kullanımına yaygın olarak açılması ve gelişen bilgisayar teknolojisi insanların fiziksel dünyadaki bağlantılarına dijital ve sanal bir katkı eklemiştir. Bugünlerde siber uzay adını verdiğimiz bu katkı 2000’li yıllarda gelişen telekomünikasyon teknolojisiyle etkili biçimde hayatımızın içine girmiştir. İletişim teknolojilerinin yaygınlığındaki bu artış dijital verilerin üretimini de teşvik etmiştir. Artık sadece kurumların, şirketlerin yani önemli güvenlik alanı olan siyasi yapının ve ekonomik unsurların değil onlara temel teşkil eden insanların (vatandaşların) verilerinin de kullanılması gerekmiştir.