Global Akademi tarafından Heinrich Böll Stiftung (HBS) Derneği Türkiye Temsilciliği’nin desteğiyle düzenlenen “Küresel Perspektifte Rusya ve Türkiye: Yakınsamanın Sınırları” konferansı, 1 Kasım 2024 tarihinde Kadir Has Üniversitesi Galata Salonu’nda gerçekleştirildi. Konferans, Rusya ve Türkiye arasındaki ilişkilerin küresel boyuttaki etkilerini ve bu ilişkilerin sınırlarını tartışmak amacıyla gerçekleştirildi.
Açılış konuşmalarıyla başlayan etkinlikte, alanında uzman araştırmacı, akademisyen ve gazeteciler bir araya gelerek Türkiye-Rusya ilişkilerinin farklı boyutlarda geliştirilmesi hususuna katkı sundu. Konferans iki panelden oluştu.
Rusya, Türkiye ve Batı: Yeni Bir Bölgesel Düzene Doğru isimli birinci panelde, Rusya, Türkiye ve Batı arasındaki ilişkilerin yeni bir bölgesel düzenin şekillenmesinde oynadığı rol tartışıldı. Paneldeki konuşmacılar, mevcut jeopolitik dinamiklerin iki ülke arasındaki dengeyi nasıl etkilediğini ve bu dengenin Batı ile olan ilişkiler üzerindeki yansımalarını değerlendirdi. Ayrıca, panelde Soğuk Savaş sonrası dönemde Türkiye ve Rusya’nın bölgede üstlendikleri roller, NATO ve AB ile ilişkiler bağlamında ele alındı. Katılımcılar, Orta Doğu, Karadeniz ve Kafkasya gibi stratejik bölgelerdeki gelişmelerin bölgesel güvenlik düzenine etkilerini tartıştı. Panelin sonunda, gelecekteki bölgesel düzenin nasıl şekillenebileceği konusunda fikirler paylaşıldı.
Tehlikeli Karşılıklı Bağımlılık: Yaptırımlar, Enerji ve İnsan Hareketliliği isimli ikinci panelde ise Rusya ve Türkiye arasındaki ekonomik ve enerji bağımlılığı ile yaptırımlar ve insan hareketliliği ele alındı. Panelistler, enerji alanındaki karşılıklı bağımlılığın, küresel enerji piyasalarındaki dinamiklere olan etkilerini ve Batı’nın Rusya’ya uyguladığı yaptırımların Türkiye ekonomisine yansımalarını tartıştılar. Türkiye’nin enerji güvenliği bağlamında Rusya ile geliştirdiği ilişkiler, Avrupa Birliği ve ABD’nin bu ilişkiler üzerindeki etkileri ve Türkiye’nin bu bağlamda izlediği stratejiler masaya yatırıldı. Aynı zamanda insan hareketliliği konusuna değinilerek, göç akışlarının ve iş gücü piyasalarındaki değişimlerin, iki ülke ilişkilerindeki rolü incelendi. Panelin sonunda, ekonomik ve enerji iş birliğinin geleceğine dair beklentiler ve olası riskler konusunda bir tartışma gerçekleştirildi.