İklim değişikliği ve enerji güvenliği birbiriyle karşılıklı bağımlı bir ilişkiye sahiptir. Başta sera gazı emisyonları olmak üzere iklim değişikliği küresel çevreyi etkilemekte, bu da enerji sistemlerini etkilemektedir. Buna karşılık, güvenilir enerji arzını kapsayan enerji güvenliği, enerji sektörüne yeni zorluklar ve kırılganlıklar getirdiği için iklim değişikliğinden etkilenmektedir.
İklim değişikliğinin enerji güvenliğini etkilemesinin en doğrudan yollarından biri aşırı hava olaylarındaki artıştır. Kasırgalar, seller, orman yangınları ve sıcak hava dalgaları enerji altyapısına zarar vermekte, enerji tedarik zincirlerini bozmakta ve elektrik kesintilerine yol açmaktadır. Bu olaylara karşı hazırlıksız olan enerji sistemleri savunmasızdır ve enerji güvenliğini tehlikeye atmaktadır. Bunun yanı sıra, iklim değişikliği belirli bölgelerde kuraklık ve aşırı sıcaklık nedeniyle su kıtlığına da yol açmaktadır. Bu durum enerji güvenliği açısından önemlidir, çünkü enerji santrallerinde soğutma veya petrol ve gaz endüstrisinde çıkarma gibi birçok enerji üretim sürecinde su tüketimi yoğundur. Bu nedenle su kıtlığı enerji üretim kapasitesini azaltabilmekte ve arz kesintisi riskini artırabilmektedir.
VIDEO: Kırılma Noktasındaki Gezegen – Yıkıcı Uygarlığın İklim Krizi, Nesrin Algan
Öte yandan, iklim değişikliğine uyum çabaları, fosil yakıtlardan daha temiz enerji kaynaklarına doğru bir dönüşüme neden olmaktadır. Bu durum sera gazı emisyonlarını azaltırken, özellikle fosil yakıtlara bağımlı bölgelerde enerji güvenliğini de etkilemektedir. Enerji kaynaklarını çeşitlendirme ihtiyacı, bu geçişten kaynaklanan potansiyel aksaklıkları hafifletmek için önemli hale gelmektedir.
İklim değişikliğine uyum sağlamaya yönelik politikalar da, enerji güvenliğini hem güçlendirebilmekte hem de bir sorun olabilmektedir. İklim değişikliğine katkıda bulunan başlıca etkenlerden biri, enerji için fosil yakıtların (kömür, petrol ve doğal gaz) yakılmasıdır. Enerji ihtiyaçları için büyük ölçüde fosil yakıtlara bağımlı olan ülkeler iklim değişikliğinin etkilerine karşı savunmasızdır. Dolayısıyla, düşük karbon ekonomisine geçiş, büyük ölçüde fosil yakıt ihracatına bağımlı ülkeler için ekonomik ve jeopolitik riskler oluşturmaktadır. Bu ülkeler değişen küresel enerji ortamına uyum sağlamada zorluklarla karşılaşmakta, bu da enerji güvenliklerini etkilemektedir.
Bunun yanı sıra, yenilenebilir enerji, enerji karışımını çeşitlendirerek ve sınırlı fosil yakıtlarına bağımlılığı azaltarak enerji güvenliğini artırabilir. Enerji güvenliği, enerji tedarik yolları ve uluslararası enerji anlaşmaları gibi jeopolitik faktörlerden de etkilenmektedir. İklim değişikliği bu ilişkilerin dinamiklerini değiştirecek potansiyeldedir. Benzer şekilde, önemli enerji kaynaklarına sahip bölgeler iklim etkilerinden orantısız bir şekilde etkilenerek çatışmalara yol açabilmektedir.
Dünya Meteoroloji Örgütü’nün (WMO)’nun 2023 yılında yayınladığı raporuna göre, iklim değişikliği, aşırı hava koşulları ve su stresinin enerji güvenliğini baltalaması ve hatta yenilenebilir enerji kaynaklarını tehlikeye atması riski bulunmaktadır. Bu bağlamda, iklim değişikliği enerji güvenliğini küresel ölçekte riske atmaktadır. İklim değişikliği yakıt tedarikini, enerji üretimini ve mevcut ve gelecekteki enerji altyapısının fiziksel dayanıklılığını doğrudan etkilemektedir. Sıcak hava dalgaları ve kuraklıklar mevcut enerji üretimini halihazırda stres altına sokmakta ve fosil yakıt emisyonlarının azaltılmasını daha da önemli hale getirmektedir. Daha sık ve yoğun aşırı hava, su ve iklim olaylarının etkisi şimdiden açıkça görülmektedir. Örneğin Ocak 2022’de Arjantin’in Buenos Aires kentinde tarihi bir sıcak hava dalgasının neden olduğu büyük elektrik kesintileri yaklaşık 700.000 kişiyi etkilemiştir. Kasım 2020’de, dondurucu yağmur Rusya Federasyonu’nun Uzak Doğu bölgesinde elektrik hatlarını kaplayarak yüz binlerce evin birkaç gün boyunca elektriksiz kalmasına neden olmuştur.
Görüldüğü üzere, iklim değişikliği ve enerji güvenliği ayrılmaz bir şekilde birbirine bağlıdır ve iklim değişikliğinin etkileri enerji sektörü için yeni zorluklar ve kırılganlıklar ortaya çıkarmaktadır. Bu ilişkinin farkına varılması, sürdürülebilir ve güvenli bir enerji geleceğine giden yolda politika yapıcılar ve paydaşlar için kritik önem taşımaktadır. İklim değişikliği ve enerji güvenliğini birlikte ele almak, enerji altyapısının dayanıklılığını, enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesini ve ortak zorlukları ele almak için uluslararası işbirliğini dikkate alan bütünsel bir yaklaşım gerektirir. Ülkelerin, enerji güvenliğini artırabilecek ve iklim hedeflerine katkıda bulunabilecek yenilenebilir enerji projeleri, akıllı şebekeler ve enerji depolama sistemleri geliştirmek için yatırım yapmaları ve bu yatırımları güvence altına almaları önemlidir.
Ek Okumalar:
Toke, David ve Sevasti-Eleni Vezirgiannidou, “The relationship between climate change and energy security: key issues and conclusions”, Environmental Politics, Cilt 22, No. 4, 2013, ss. 537-552.
Sovacool, Benjamin, The Routledge Handbook of Energy Security, Londra, Routledge, 2011.
Tartışma Soruları:
- İklim değişikliği ve enerji güvenliği arasında nasıl bir ilişki vardır?
- İklim değişikliği enerji güvenliğini olumlu yönde nasıl etkilemektedir?
- Enerji güvenliği iklim değişikliğine bir tehdit unsuru olabilmekte midir?
Kaynakça
The United States Environmental Protection Agency, “Climate Change Impacts on Energy”, 2023, https://www.epa.gov/climateimpacts/climate-change-impacts-energy
WMO, “Climate change puts energy security at risk”, 2023, https://public-old.wmo.int/en/media/press-release/climate-change-puts-energy-security-risk