Ders 3. Genel Strateji
Genel strateji (büyük strateji ya da ulusal strateji), belki de en iyi Fransa eski başbakanı Georges Clemenceau’nun Birinci Dünya Savaşı’nın son yıllarında bir cephe ziyareti sırasında sarf ettiği söylenen, ‘savaş askerlere bırakılmayacak kadar önemlidir’ sözleriyle ifade edilmiştir. Bu, aynı zamanda 1. Modülün ikinci dersinde ele alınan ‘askeri strateji’ ile arasındaki farkı da belirgin şekilde ortaya koymaktadır. Burada açık olan, Clemenceau’nun stratejinin siyasi boyutunun ağırlığına vurgu yaptığı, savaş zamanı ve savaşma ile sınırlı askeri stratejiyi ikincil konumda gördüğüdür. İlk derste tarihsel süreçte strateji kavramının dar ya da geniş anlamını daha fazla çağrıştırdığı dönemlerden kısaca söz edilmişti. Bu bağlamda genel (büyük, ulusal) strateji kavramının İngilizce literatürde Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra kullanılmaya başladığını görürüz. Teori ve pratikte yaygın olarak kullanımı ise İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde stratejinin savaş yapmakla ilgili olmaktan daha çok savaşı engellemekle ilgili hale gelmesi ile barış zamanına ait bir kavrama dönüşmesi sonucunda gerçekleşmiştir. Soğuk Savaş’ın başladığı bu dönemde gerek kolektif güvenlik yapılanması gerekse de uluslararası sistemin büyük aktörlerinin kendi stratejilerini caydırma -savaşmama- üzerine oturtmuş olmaları buna en iyi örnektir.
Bu çerçevede genel (büyük) strateji, bir ulusun belirlediği siyasi hedefleri elde etmeye yönelik olarak siyasi, askeri, ekonomik ve psikolojik tüm kaynakların savaş ve barış zamanında nasıl kullanılması gerektiğini belirleyen uzun dönemli kavramsal yol haritası olarak tanımlanabilir. Tanımdan da anlaşılacağı üzere, genel strateji hedeflenen bir geleceğe yöneliktir. Devletin uluslararası politikadaki rolüne, başarmak için yola çıktığı birkaç büyük amaca ve bunun nasıl yapılacağına dair bakış açısını içerir. Ayrıntılı bir kılavuzdan ziyade bir misyon ifadesidir. Bu bakımdan devletlerin dış politikalarına yön verir, ama dış politikanın bir ayağı ya da dış politika değildir. Dış politika devletlerin dış dünya ile diplomasi, askeri gücün kullanımı, insani yardım veya dış yardım gibi türlü araçlar yoluyla ortaya koyduğu etkileşimlerinin bir toplamıdır. Genel strateji ise söz konusu dış politika araçlarının ulusun çıkarını en üst düzeyde gerçekleştirecek şekilde kullanılmasını sağlayan kavramsal mantıktır.
Yine tanımdan yola çıkarsak, genel strateji, ulusal gücün tüm kaynaklarını içermekle kalmaz, bu kaynakların belirlenen stratejiye uygun şekilde geliştirilmesini de gerektirir. Bu şekilde genel stratejiye göre geliştirilen ulusal güç kaynakları alt stratejilere uygun olarak tahsis edilir. Böylece alt stratejiler de, örneğin askeri strateji, genel stratejiye bağlı olarak planlanır ve geliştirilirler.
Clemenceau’nun sözünde de ifade bulan bir diğer özellik ise genel stratejinin özünde siyasi irade tarafından belirlendiğidir. Genel strateji, ulusal gücün tüm unsurlarını temsil eden kurumlarla birlikte hükümetlerin planlaması sonucu ortaya çıkar. Her ülkede mevcut olmasa da genelde hükümet başkanlarının başkanlık ettiği ve savunma ve dışişleri bakanları ile genelkurmay başkanı ve kuvvet komutanlarının yer aldığı ulusal güvenlik konseyi türü yapılanmalar planlama sürecinde öne çıkmaktadır.
Büyük Strateji, Mustafa Aydın
Genel stratejinin merkezinde mevcut kaynaklarla gelecek için hedeflenen politikaların bağdaştırılması yer almaktadır. Düşmanları yenmek, rakiplere karşı üstünlük sağlamak ve gelecekteki önemli hedeflere ulaşmak amacında olan genel strateji için kaynakların en doğru şekilde kullanılması hayati olmakla birlikte, söz konusu kaynaklar ya da ulusal güç en güçlü devletler için bile sınırsız değildir. Bu nedenle esasında genel strateji bir önceliklendirme sürecidir (Brands, 2014: 4). Hayati çıkarlar için ulusal gücün tüm kaynakları seferber edilebilir, fakat genel strateji mevcut kaynakları korumayı ve hatta hedeflere göre geliştirmeyi de gerektirdiğinden, karar vericiler hangi çıkarların gerçekten hayati olduğunu, hangi tehdit ve fırsatların en acil olduğunu belirlemeli, kaynaklarını buna göre kullanarak, hedeflerini ulusal gücün kaynaklarına uygun şekilde belirlemelidirler.
Siyasi liderliğin bu seçici önceliklendirmeyi neye dayandırarak yapacağı ise genel stratejiyi belirleyen etkenlerle ilişkilidir. Genel stratejinin belirlenmesinde pek çok farklı unsur belirleyici rol oynayabilir. Bunlar her devlet için aynı olmadığı gibi etkileri zaman içinde de farklılaşabilir. Fakat yine de bazı temel etkenlerden söz etmek mümkündür. Coğrafya, tarih, siyasi rejimin doğası ve yapısı, ekonomik faktörler ile hükümet ve askeri kurumların yapısı bu etkenler arasında sayılabilir (Murray, Bernstein ve Knox, 1994: 7).
Bir ülkenin coğrafi konumu ve büyüklüğü gelecekteki hedeflerin belirlenmesi ve olası tehditlerin değerlendirilmesi kadar kaynakların kullanımı açısından önceliklerin belirlenmesinde de etkilidir. Örneğin 19. Yüzyılda İngiliz İmparatorluğu temelde bir ada ülkesi olduğundan kaynaklarını donanmasını genişletmeye ve ticarete odaklayabilmişti.
Bir ülkenin tarihi ya da tarihsel deneyimleri de genel stratejinin belirleyicisi olabilir. Tarihsel deneyimler, tarihten ders çıkarmak anlamında stratejiyi yönlendirebilmekle birlikte bazen yanlış değerlendirmelere de yol açabilmektedir. Bu kapsamda 11 Eylül saldırılarının ABD’nin genel stratejisine etkisinden ya da Yahudi soykırımının İsrail devletinin genel stratejisinin belirlenmesindeki etkisinden söz edebiliriz. İdeoloji veya din, kültürel tutumlar, örgütsel ve idari düzenlemeler, askeri ve siyasi kurumların yapıları, devletin ekonomik kaynaklarını seferber etme yeteneği ile siyas yöneticilerin ve askeri liderlerin bireysel özelliklerinin tümü içsel etkenler olarak genel stratejinin belirlenmesinde önemli rol oynamaktadır (Murray, Bernstein ve Knox, 1994:12-13).
Türkiye’nin Büyük Stratejisi, Mustafa Aydın
Bu noktada her devletin bir genel stratejisi var mıdır sorusu sorulabilir? Bu konuda Luttwak “fark etseler de etmeseler de her devletin genel stratejisi vardır” ve “olmak zorundadır” (Luttwak, 2009, 409-410) yanıtını vermektedir. Zaten genel strateji, Luttwak gibi istihbarat ve diplomasinin askeri güçle birleştiği düzey olarak tanımlandığında, aksi bir yanıt vermek de olanaklı değildir. Fakat bu yine de her devletin genel strateji başlığı altında yayınlanan detaylı bir resmi belgesi olduğu anlamına gelmez. Bu şekilde hemen her ülkede benzerleri olan Ulusal Güvenlik Politika ya da Strateji belgeleri ilgili ülkelerin büyük stratejileirni yansıtır, ama bunların gizli belgeler olmaları da muhtemeldir. Örneğin Türkiye 1933 yılından beri bu kapsamda Ulusal Güvenlik Politika Belgesi hazırlamakta, fakat içeriğini kamuoyuna açıklanan belli başlı başlıklar dışında gizli tutmaktadır (Aydın, 2021: 208). Bu kapsamda ABD’nin hemen her yeni başkan döneminde yayınladığı stratejik konseptleri de bu ülkenim genel stratejisini yansıtan belgeler olarak örnek verebiliriz.
ABD’nin Büyük Stratejisi, Özgür Özdamar
Tartışma Soruları
1. Genel strateji ile dış politika arasındaki farklar nelerdir?
2. Genel stratejiyi belirleyen etkenler nelerdir?
3. Her devletin bir genel stratejisi olmalı mıdır, neden?
4. Başarılı bir genel strateji nasıl olmalıdır?
Kaynaklar ve Ek Okuma Önerileri
Edward Luttwak, The Grand Strategy of the Byzantine Empire. Cambridge, Mass. , Belknap Press of Harvard University Press, 2009.
Fulya Aksu Ereker, “NATO’nun Güvenlik Anlayışı ve Stratejik Konseptleri”, Güvenlik Yazıları Serisi, No. 23, Ekim 2019.
Hal Brands, What Good Is Grand Strategy? Power And Purpose in American Statecraft from Harry S. Truman to George W. Bush. Ithaca, Cornell University Press, 2014.
Mustafa Aydın, “Grand Strategizing in and for Turkish Foreign Policy: Lessons Learned from History, Geography and Practice”, Perceptions: Journal of International Affairs, 25 (2), 2021.
Williamson Mur Ray, Macgregor Knox, Alvin Bernstein, The Making of Strategy: Rulers, States And War. Canbridge, Cambridge University Press, 1994.
Bilgisayar Oyunu
Combat Mission Cold War (NATO)